Geleceğin gençliği
Yıllar geçtikçe jenerasyonlar arasındaki fark gitgide artmakta. Yaşlılarımız gençlerin örf, adetleri bilmediğinden, gençlerimiz ise yaşlıların onları anlamadığından şikayetçi. Yani bir şekilde aynı toplumda yaşayan iki farklı kültür ortaya çıkmakta.

Bir sosyolog yaptığı bir yorumda artık jenerasyonlar arasındaki farkında yıllar içerisinde değil bazen saatler içerisinde dahi oluşabildiğini aktarıyor. Bu da bize kültür farkının ne kadar keskin çizgilerle çizildiğini gösteriyor. Peki ama yaşlılarımızın istediği gibi bir gençlik nasıl meydana gelebilir?
Vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un da hayalindeki Asım’ın nesli nasıl meydana gelebilir? İşte burada bir bireyin sosyalleşmede ilk basamağı olan aile devreye girmekte. Aile büyükleri çocuklarını küçük yaştan itibaren Türk kültür, gelenek ve göreneklerine bağlı, büyüklerine saygıyı, küçüklerine sevgiyi öyle bir aşılamalıdır ki bu nesiller hiç taviz vermeksizin asırlara ulaşsın. Ve bunun yanında da aile büyüklerimiz teknolojik gelişmelerden anbean haberdar olmalıdır. Bu şekilde hem ebeveynler hem de yetiştirdikleri evlatlar bilimsellikten geri kalmazken gelenek ve göreneklerinin de bilincinde yaşayacaktır. Bu tarzda yetişen bir nesil de olası keskin jenerasyon farkını önlemiş olacaktır. Bunların hepsinin yanı sıra gençlerimizin ise yapması gereken şeyler bulunmakta. Bunların en başında tabii ki bilinçlenmek gerekiyor. Ancak gençliğimizin bilinçlenmesi için önce bilinçlenmeleri gerektiklerinin farkına varmaları gerekiyor. Bu farkındalıkta ancak kafalarını cep telefonları yerine kütüphanelerdeki kitaplara çevirdiklerinde mümkün olacaktır.
Okudukça bilinçlenen nesil, daha sonra gelenek ve göreneklerinin bağlarıyla da harmanlanınca işte o zaman Asım’ın neslinin temelleri atılmış olacaktır.